17 Mart 2013 Pazar

Boston Notları 1

Yirmi aya yaklaşan Boston misafirliğimizin son günlerine yaklaşırken Boston'a dair notlarıma yer vermenin de zamanı geldi sanırım. Zamanı geldi diyorum çünkü yaşadığımız şehre ilişkin notlarımı hep ayrılmadan önceki son haftalara bırakmayı tasarlamıştım. İşte şimdi sahne Boston'ın..

Yaklaşık 20 ayımızı geçirdiğimiz bu şehri nasıl anlatmalı nerden başlamalı bilmiyorum. Sanırım en kısa ve doğru yol, hayatımızın bundan sonrasında Boston denildiğinde zihnimizde canlanan resmi kelimelere dökmek olacak.

1- Üniversiteler şehri: Harvard, MIT, BU

Boston (greater Boston) içinde barındırdığı 100'e yakın üniversite ile belki de dünyanın en önemli eğitim merkezlerinden birisi. Dünyanın en iyi on üniversitesinden ikisi Harvard ve MIT burada bulunuyor. Şehrin ortasından geçen Charles nehrinin kuzey yakasını oluşturan Cambridge bu iki üniversitenin kampüslerine ev sahipliği yaparken, nehrin güney yakası nerdeyse boydan boya Boston Üniversitesi kampüsünü oluşturuyor. Sadece bu bölgede yani Boston ve Cambridge civarında 250 binin üzerinde üniversite öğrencisi yaşıyormuş. Bu ve burada saymadığım diğer üniversiteler dünyanın belki de her bir köşesinden gelen genç insanları, araştırmacıları ağırlıyor. Bütün bu özellikler şehri rengini, kimliğini ve karakterini veriyor.

Harvard Yard'dan bir köşe
2- Charles River

Şehrin ortasından geçen bu nehir, şehrin en önemli renklerinden, karakterlerinden bir parça bence. Büyük metropol şehirlerine göre görece olarak küçük (ama ABD ölçeğinde büyük) bir şehir için nehir, şehrin sakinleri için hep yakınında oldukları, gördükleri, vakit geçirdikleri bir yer. Yaz-kış, gece-gündüz kıyılarında koşan, spor yapan, bisiklet süren insanları görmek oldukça olağan. Öte yandan nehir, nehre kıyısı olan Harvard, MIT ve Bostan üniversitelerinin spor aktivitelerinin merkezi konumunda.  Ayrıca, arabasının üstünde kanosunu getirip uygun bulduğu bir noktandan kano ile nehre açılan bir çok insan da gördük. Bir de su kenarı denince bizde akla hep çay bahçesi, suya nazır restaurantlardan burada eser yok.




Nehir ile ilgili zihnimizde yer eden bir görüntü ise 2013 kışında nehrin donduğuna şahit olmamız oldu. İşte o zamanlardan bir kare...



3- Green Line

Green line, kısaca T olarak bilinen (bu arada Amerika kısaltılabilen ifadeyi cümleyi kısaltmayı gayet başarılı yapıyorlar ) Boston metro sisteminin bir parçası. Tarihi 1856'ya kadar giden bu metro sistemi aynı zamanda Amerikan'nın ilk metro hattı.

Green Line Boston'ın unutamayacağımız bir rengi. Adeta şehre karakterini vermiş. A,B,C,D ve E olarak beş farklı güzergahı olan ve yolun büyük kısmında yer üstünde giden bu trenler eskilikleri, yavaşlıkları hatta kimi zaman kampüs içi ring babından adım başı duraklarıyla bambaşka. Bizim sıklıkla kullandığımız B hattı kimi zaman, tabi hava güzelse, yürüyerek gitmeyi tercih ettirecek düzeyde yavaş. Eskiliği ise bizde hayal edemeyeceğimiz düzeyde.




Bu trenler beni o kadar etkilemiş olacak ki dönmeden lisanslı maketini bile aldım.


4- Parking ve Ticket

Başlığı ingilizce yazdım çünkü bu iki kelime şehir için özellikle metro boston'da yaşayanlar için ilk anlamlarından öte şeyler ifade ediyor. Metro Boston ve önemli diğer merkez civarlarında (BU kampüsü, Cambridge, Harvard vs.) olağan bir günde bile bir kaç tur atmadan aracınıza park yeri bulduğunuzda o gün kendini şanslı sayıyorsunuz. Tabi park derken öyle canınız istediği kadar ve ücretsiz de değil. Bu sokak üstü park yerleri 2 saat ile sınırlı ve park meterlere her 12 dakika için bir quarter (25 cent) atmak zorundasınız. O yüzden yanınızda, arabanızda her daim avuç avuç quarterlar olması da gerekiyor. Çoğu yerde kart da geçerli değil çünkü. Bu, olayın park kısmıydı. Bir de aracınıza döndüğünüzde arabanın camında turuncu renkli bir zarfı (semte göre farklı renkler de gördüm) görmüyorsanız derin bir nefes alıyorsunuz. Çünkü park kurallarının uygulamasında sorumlu görevliler o kadar dakik ki bazen bir dakika geçirmeniz bile affedilmiyor. Hemen Ticket'i kesip camınza koyuyorlar. Hasılı turuncu zarflar araba kullananların (tabi özel parkı olmayanların) korkulu rüyası.


5- 31 Ağustos ve 1 Eylül taşınma çılgınlığı

Şehrin öğrenci dominant semtlerinde her yılın 31 Ağustos ve özellikle 1 Eylül günleri daha önce hiç rastlamadığımız muhtemelen Amerikanın başka şehirlerinde de rastlanmayacak tarzda bir hareketlilliğe sahne oluyor. O günlerde öğrenci yoğun semtler taşınma seferberliği yaşıyor. Bunun nedeni kira dönemlerinin genelde okulların açılma dönemine endeksli olarak yapılması ve büyük öğrenci sirkülasyon. O günlerde ev taşımış birisi olarak yaşadılarım ve gördüklerim benim için olağandışı bir tabloydu.

Bostona dair notlarım devam edecek...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder