Sonbaharda ağaç yapraklarının bu renkli şovu Kanada ve Amerika'da ama özellikle new england bölgesinde önemli bir turistik aktivite haline dönüşmüş durumda. Amerikanın hatta dünyanın bir çok yerinden bu doğa şovunu izlemek için geziler, turlar düzenleniyor.
Fall foliage kimileri için bir tutku...Her yıl sonbaharın gelmesini iple çeken bunu en değerli hobilerinden birisine dönüştüren insanlar bile var. Bu insanlar kuzeyden başlayarak yaprakların renk değişimlerini, hangi derecede olduğunu (peak, moderate, fade) gün be gün hatta saat saat rapor edip, fotoğraflarını paylaşıyorlar. Bu insanlara gözetleyici anlamında "peeper" deniyormuş.
Yapraklar renk değiştirmeye eylül ayı başında Kanada ve Amerika'nın kuzeyinden (Maine, Vermont, New Hamsphire) başlayarak zaman ilerledikçe güneye doğru devam ediyor. Ekim sonu hatta daha güneylerde kasımın ilk günlerine kadar yaprakların bu renk şovunu izlenebiliyor. Zamana ve yere bağlı olarak fall foliage zirve (peak), ortalama (moderate), solmaya yakın (fade) derecede olabiliyor. Her bir renk geçişinin ayrı bir güzelliği olsa da "peak" zamanda renkleri hem daha canlı hem de çok daha çeşitli görmek mümkün oluyor.
Fall foliage'ın dünyada en güzel izlenebildiği yerden birisi new england bölgesi...biz de burada bulunmuş olmanın nimetini kaçırmak istemedik ve bu şovu en güzel şekilde hissedebileceğimiz bir rota aramaya başladık. Araştırıken bununla ilgili o kadar çok site, rehber ve bilgi ile karşılaştık ki nereye gideceğimize karar vermekte zorlandık. Nihai olarak gidiş zamanımız açısından New Hampshire'da bulunan White Mountains National Forest içindeki bir rotada karar kıldık. Gitmeyi planladığımız tarih yaprakların "peak"den "moderate" döndüğü zamana denk geliyordu. Bir cumartesi sabahı erkenden yola çıkıyoruz. Fall foliage turuna başlayacağımız nokta evimizden yaklaşık 135 mil kuzeyinde. Sabah hava hafiften bulutlu ve yağmur yağmaya meyilli. Yağmamasını dileyerek çıkıyoruz yola. Yaklaşık iki buçuk saatlik yolun ardından rotamıza başlayacağımız Kancamagus Highway'ine giriş yapıyoruz. Hava da hafiften yağmur bırakmaya başlıyor. Yola girer girmez büyülü, masalsı bir boyuta geçmiş gibi hissediyoruz. İşte bu yolculuktan objektifimize yansıyan karelerden sadece bir kaçı..
Yolumuz üzerinde ormana doğru bir çok trekking parkuru görüyoruz. Bunlardan bazılarında durup ormanın içlerine doğru yürüyoruz. Hazırlıklı olmadığımızdan ve zaman zaman da yağmurun başlması nedeniyle çok fazla ilerleyemiyoruz.
Manzaralar o kadar pastoral ve etkileyici ki insan anlatmaya kelime bulamıyor...
Yolculuğumuz sırasında zaman zaman yağmur da çiseliyor. Arabanın camından yağmur damları ve rengarenk doğa...
The Russell-Colbath house |
Alttaki fotoğraflar ise bu evde yaşayan insanlara ait. Fotoğrafları, müzedeki fotoğraflar üzerinden çektik.
Daha önce de ifade ettiğim gibi ağaç yapraklarının renk değişimleri şehir içinde de inanılmaz güzel görüntülere dönüşebiliyor. Yaşadığımız yerin bir kaç sokak ötesinden (brookline) manzaralar...
Harvard Üniversitesi bahçesinden bir enstantane |