Washington DC, gezimiz içindeki önemli duraklardan birisiydi. Bu nedenle gezi planımızda iki gece üç günümüzü buraya ayırdık. Ama sonradan anladık ki bu zaman dilimi de buradaki müzeleri hakkıyla gezmek için yeterli değilmiş.
Müzeler bu şehrin ABD'nin politik başkenti olmasından sonraki en önemli özelliği belkide. Bu yüzden müzeler şehrin en önemli çekim merkezlerinden. Sayılarının genel ve özel toplamı 70'i geçtiği söylenmekle birlikte en önemlileri yada belli başlıları 10'u geçmez. Bu sayılar ve zaman darlığı karşısında ister istemez bir öncelik sıralaması yaptık ve ancak National Gallery of Art, National Museum of Natural History ve National Archives Bulding'ı gezebildik. Bu arada unutmadan müzelerin çoğunun ücretsiz gezilebildiğini de söyleyeyim.
Müzelerin bulunduğu büyük meydan şeklindeki genişliğe "National Mall" deniyor. Müzelerin önemli kısmı bu alanın sağına ve soluna dizilmiş durumda. Dolayısıyla aslında hepsi birbirine yürüme mesafesinde. Şehir fransız şehir plancıları tarafından planlanmış. Bu alanın gözünüzde canlanabilmesi için alanın havadan görüntüsünü internetten bulduğum bir resimle göstermek istiyorum.
Yukardaki resim aslında DC deki müzelerin konumunu çok net gösteriyor. Orta yeşil alan "National Mall" olarak adlandırılan bölüm. Müzeler ise bu alanın sağında ve solunda dizilmişler. Uçta görülen kubbeli bina ise Capitol Hill bölgesi içindeki Amerikan Kongre Binasıdır (United States Capitol). Capitol'un içine giremesek de önünde bir resim çektirebildik :)
Orda olduğumuz günlerde yılbaşına bir kaç gün kalmıştı ve geleneksel noel ağacı Capitol'un bahcesine dikilmiş ve süslenmişti bile.
Şehri tepeden görmek için güzel noktalardan birisi Post Office binasının kulesi. Biz de oraya çıkıp DC'ye bir de tepeden baktık. Geniş caddeler, planlı yapılaşma hemen farkediliyor. Ne de olsa yeni şehir değil mi?
ABD Hazine bakanlığının önündeyim. Görünüşe bakılırsa üşüyorum, para da ısıtamamış beni anlaşılan...
National Gallery of Art'ın iç kısmından bir görüntü
National Museum of Natural History'den bir dinazor iskeleti. Müze değil sanki dinazor enstitusü. O kadar çok varki. Hatta içinde bir bölümde isteyenlere bunların gerçek olduğu ve parçaların nasıl biraraya getirildiğine ilişkin anlatımlar bile yapılıyor.
Abraham Lincoln anıtı. Müze gezmekten ayağımıza kara suların indiği akşam üstünde bir de uzun bir yol yürüyüp bu anıta vardığımızda arabayı bıraktığımız otoparka nasıl döneceğimizi kara kara düşünmeye abşlamıştık bile.
Gecenin karanlığında "White House". Çok yorulmuştuk demir parmaklıkların kenarına oturup dinlenirken Obama şimdi napıyordur, kapısını çalıp tanrı misafiyiz desek alır mı diye espriler yaptık...
O dönemlerde ABD genelinde eylemde olan Occupy'cılar DC'de bir meydanı işgal etmişler, çadırlarını bile kurmuşlardı...
Müze gezilerimiz tamamladıktan sonra Georgetown'a gittik. Bu bölge başkentlerin soğuk devlet binaları kaderinden uzakda hareketli, canlı ve yaşayan bir mekan geldi bize. Kafeleri, cupcakecileri, alışveriş mekanları, butik mağazaları ve renkli şehir görüntüsü ile sevdik burayı. Yolculuğumuz boyunca sıkıntısını çektiğimiz bir konu şöyle gönül rahatlığıyla yemek tabi et yemeklerini kasdediyorum :-) yiyebileceğimiz yer bulmaktı. Yoksa vegeteran pizzalar artık gitmiyor :) Neyse ki Zabihah app imdadımıza yetişti ve Georgertown da güzel bir mekan bulduk. Sahibinin ve çalışanlarının da Türk olması ise ayrıca bir hoş süpriz oldu bizim için. O mekanın hatırası..
İkinci günün akşamında son olarak Virginia eyalet sınırlarında kalan "Historic Alexandria" ya gittik. "Why Not" dedik ve bir kafeye girip kahvelerimizi yudumlayıp günün yorgunluğunu atmaya çalıştık.
Son olarak Washington dan ayrılırken görülmesi gereken ama bizim göremediğimiz müze ve diğer yerlerin listesini gezi defterime not düşmek istiyorum. Umarım onlar için yolumuz tekrar Washington'a düşer.
Washinghton Monument (gittiğimizde tadilatta olduğu için giremedik)
US Capitol (önceden online rezervasyon yaptırmak gerektiğini bilmediğimizden göremedik)
Capitol Hill (supreme court, library of congress vd.)
National Air and Space Museum
Corcoran Gallery of Art
Smithsonian American Art Museum and the National Portrait Gallery
Georgetown (tekrar, cupcake yemek için)
Merhabalar, biz de Haziranda büyük bir Amerika turuna çıkıyoruz ve samimi yazılarınız bize çok fayda sağlıyor. Benim de benzer bir blogum var ve tecrübelerimi paylaşmaktan keyif alıyorum. Size yazılarınız ve paylaşımlarınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilOktay Ölçen
www.seyahatgunlugum.com